Obezite Ameliyatından Sonra Kafein Tüketimi
Kafein, 60’dan fazla bitkide bulunan ve uyarıcı etkisi olan bir maddedir. En çok çayda, kakaoda ve kahvede bulunmaktadır. Kafein aynı zamanda içeceklere, protein tozlarında, diyet ürünlerine de eklenebiliyor. Vücutta geçici olarak kalp atımını hızlandırıp, tükenmişlik durumunda enerjik olmaya yardımcı olması nedeniyle tercih edilebiliyor. Kafeinin diüretik etkisinin olması aynı zamanda sıvı kayıplarının da olacağının bir göstergesi oluyor.
Kafein, vücuttan ayrılırken susamışlık hissi verir ve burada asıl dikkat edilmesi gereken tabi ki yeterince sıvı almak olmalıdır. Kafeinin normal bir kişi tarafından günlük alınması gereken miktarı 300 miligramdır. Bu da yaklaşık olarak günlük 3-5 küçük fincan kahveye denk gelmektedir. Fakat obezite cerrahisi sonrasında kafeinden özellikle kaçınmak gerekir. Her 240 ml’lik kafeinli içecek içtiğinizde, en az bir o kadar daha su içilmesi önerilmektedir. Dolayısıyla ameliyat sonrasında kafeinli içecek içenler, aynı zamanda sıvı almakta da zorluk çekiyorlarsa bu durum onlar için oldukça sıkıntılı bir süreci başlatacaktır.
Ameliyattan sonraki ilk üç-altı aylık periyotta kafein kısıtlaması, hastalarımızın daha rahat bir dönem geçirmesi için oldukça önemlidir. Eğer fazla miktarda kafein tüketimi söz konusu olursa; Kafeinin diüretik (idrar söktürücü) etkisinden dolayı, özellikle ameliyat sonrası erken dönemde dehidratasyon (vücudun sıvısız kalması) görülebilir Kafein yemek borusu alt kas tonusunu gevşettiği için reflü şikayetlerinde artma ve buna bağlı rahatsızlık hissinde artma söz konusu olabilir.
Obezite cerrahisi öncesi eğer kafein tüketimiz gün içinde fazla ise, ameliyata hazırlık döneminde kafein tüketiminizi lütfen azaltınız. Eğer ameliyattan sonra kafein alışkanlığınızı azaltmada sorun yaşıyorsanız mutlaka Cerrahınız ve Bariyatrik Diyetisyeniniz ile irtibata geçiniz. Böyle durumlarda decafe (kafeinsiz) kahve ve benzer ürünlerden kontrollü olarak kullanmanız sağlanabilir.
Kafein kullanımınız ameliyat sonrasında sizin beslenme düzeniniz ve kontrollerinizdeki olası klinik durumunuza göre verilmesi gereken bir karardır ve kişiden kişiye göre değişim gösterebilmektedir.